|
GELENEKSEL SERAMİK (TRADITIONAL CERAMICS) SEKTÖRÜNDEKİ
EKSİKLİK:
SERAMİK MÜHENDİSLERİ
Ülkemizde geleneksel seramik sektörü yıllarca bünyesinde Metalurji ve Kimya Mühendislerini istihdam ederek gelişmeye çalıştı ve iyi bir konuma ulaştı. Teknoloji olarak dışa bağımlı olan ancak üretim ve pazar payı anlamında Avrupa ve Dünya’da iyi bir konuma sahip sektörümüz seramik mühendisleri ile yeni tanışacak.
Başını alıp giden ve iyi bir konum ile kapasiteye ulaşan sektöre, üniversitelerimiz gerek Metalurji Mühendisliği bünyesindeki “Malzeme - Seramik - Ekstraktif” branşlaşmasında gerekse Seramik Mühendisliği eğitiminde paralellik sağlanmamış ve hatta geç kalmışlardır. Yıllarca Metalurji ve Kimya Mühendisliği bölümlerinde (Seramik özelinde) verilen dar kapsamlı teorik ve pratik eğitimle sektörde işe başlayan mühendislerimiz birtakım sıkıntılar yaşamışlardır. Ve süreç içerisinde kendilerini yetiştirmeye çalışmışlardır. Ancak geç de olsa Anadolu, Osmangazi ve Dumlupınar Üniversitelerimizde Seramik Mühendisliği bölümleri açılmıştır. Bunun yanı sıra ODTÜ ve İTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümleri “Seramik - Malzeme - Metalurji” branşlarında (temel eğitimden sonra) mezun vermektedir. Sektör açısından oldukça fazla öneme sahip bu gelişme sevindiricidir. Ancak önemli olan buralardaki kadro ve ekipman anlamında yapılan yatırımların yeterli olup olmadığıdır.
Sektöre merhaba diyecek olan seramik mühendisleri için önemli bir nokta ise yabancı dildir. Evet, yukarıda da bahsettiğimiz gibi teknolojik olarak fazlasıyla dışa bağımlı olan sektörde özellikle Toprak Seramik, Eczacıbaşı Seramik, Çanakkale ve Ege Seramik gibi büyük firmalarda istihdam edilmenin temel önşartlarından biri yabancı dildir ve özellikle de İngilizce’dir. Neden mi? Çünkü sözkonusu büyük işletmeler teknolojik yatırımlara sahiptirler ve bu teknolojilerin üretime adaptasyonu ve de devamlılığı açısından dil bir zorunluluk teşkil ediyor. Ayrıca ülkemizde geleneksel seramik bağlamında kaynak yetersizliği bizi dış kaynak ve literatüre yönlendiriyoz. Doğaldır ki sektördeki gelişmelerin izlenimi için yabancı dil bilme gereği karşımıza çıkıyor.
Amaç sektör ile işbirliği halinde araştırma - geliştirme faaliyetlerini gerçekleştirmek, sektödeki sorulara çözüm bulmak olan TÜBİTAK-SAM (Seramik Araştırma Merkezi) Anadolu Üniversitesi bünyesinde kurulan yeni bir organizasyondur. Ancak henüz üniversite sektör işbirliği yeterli seviyede değildir ve böyle gittiği sürece teknolojik olarak dışa bağımlılığımız devam edecektir. Ve bana göre teknolojik olarak dışa bağımlı bir ülkede bayrak ve toprak anlamında bağımsızlığın çok fazla anlam taşıdığına inanmıyorum. Dolayısıyla devlet, özel sektör ve üniversiteler olarak çalışmalarımızı AR-GE faaliyetleri üzerine yoğunlaştırıp bütçelerimizde “İnsana Yatırım” ve “ARGE” çalışmalarına yeterince kaynak ayırmamız gerekir.
Eksikliğini hissettiğimiz bir konu ise odamızın (Metalurji Mühendisliği Odası) seramik sektörü ile olan bağları (veya belkide olmayan bağları desek daha doğru olur!) oldukça fazla sayıda Metalurji Mühendisi barındıran seramik sektörüne Odamızın duyarsızlığı üyelerimizin oda ile olan ilişkilerinin kopmasına neden olmaktadır. Ayrıca sektörde çalışan metalurji mühendisi arkadaşlarımızın zaman içinde kendilerini metalurji değilde seramik sektörüne ait değerlendirmelerine neden oluyor. Belkide doğrusu budur!
Diğer bir husus ise sektörle yeni tanışacak seramik mühendisi arkadaşlarımızın kendilerine ait bir odaların mı olacağı yoksa bunların Metalurji veya Kimya Mühendisleri Odası bünyesinde mi örgütleneceği tartışma konusu. Bu bağlamda odamızın konuya yeterince duyarlı olması gerektiği inancındayım. Ve bitirirken seramik mühendisleri arkadaşlarımıza hoş geldin diyelim.