Yıllardır iktidarların üniversitelerde baskı politikalarını uygulayan YÖK, bu dönemde de AKP'li kadrolaşmayla birlikte baskıları giderek artırmaktadır.
Bugün YÖK, araştırma görevlilerinin ve diğer tüm öğretim üyelerinin işgüvencelerini, AKP'nin üniversitelerdeki kadrolaşmasının önünde bir engel olarak görmektedir. Bu engeli ortadan kaldırmak için de yeni kanuni uygulamaları devreye alma çalışmaları devam etmektedir.
İş tehdidi ve gelecek kaygıları yaşatılarak bilim insanlarının çalışmalarını özgürce yapmaları ve kendilerini ifade edebilmeleri engellenmeye çalışılmaktadır.
Üniversitelerde araştırma görevlileri üzerinde sözleşme baskısıyla estirilen baskılar kabul edilemez.
Yıllardır, üniversitelerdeki gerici ve bilim dışı yaklaşımların dayatılması artık vücut bulma aşamasındadır. Araştırma görevlilerine uygulanan baskı ve kadro kullanımıyla da hat safhaya ulaşmakta ve daha ileriye götürülmesi hedeflenmektedir.
İnanç dogmalarının baskıları altına alınmaya çalışılan, üniversitelerimizdeki kadrolaşmalar için araştırma görevlilerinin özlük hakları kısıtlanmakta, çalışabilmeleri YÖK ve YÖK yönetmeliklerinin dayatmasını uygulayan üniversite yönetimlerinin eline bırakılmaktadır. Gittikçe bilimsellikten uzaklaşan ve ticarethaneye dönüşen üniversitelerdeki bu kadrolaşmanın karşısında haklarını arayan araştırma görevlilerin haklı istemleri, görmezlikten gelinemez.
Üniversiteleri inanç dogmalarının baskısı altına almaya çalışan, her türlü siyasal iktidarın aracı konumundaki YÖK artık kaldırılarak tarihin derinliğine gömülmelidir. Özerk, demokratik üniversitelerle, bilimsel çalışmaların halk yararına yapılmasına bir an önce başlanılmalıdır.
Bu doğrultuda araştırma görevlilerin hak arayışını kutluyor, eylemlerini destekliyoruz.
Ülkenin aydınlık yüzü olması gereken üniversitelerin yükünü çeken araştırma görevlilerinin artık özerk demokratik bir üniversitede, özlük haklarının kendi örgütlüğünde çözülmesi kaçınılmazdır.
Cemalettin KÜÇÜK
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı