Bizler bu ülkenin metalurji ve malzeme mühendisleri olarak tarihe not düşmek, mesleğimize ve halkımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için diyoruz ki;
Yıllardır ülkemize ve insanlarımıza dayatılan üretimden kopuk, rant ve talan ekonomisi her türlü yer üstü ve yer altı kaynakların giderek daha çok yabancılara peşkeş çekilmesi noktasına geldi.
Kaz Dağları'nda olup bitenler ülkemizde son yıllarda yaşananların çarpıcı bir özeti gibi idi. Kaz Dağları'nda yaşananlar ülkemiz yer altı zenginliklerinin yabancılar tarafından yağmalanmasının yanı sıra doğanın ne denli tahrip edildiğini de gözler önüne serdi.
Ne yazık ki, altın kadar popüler olmasa da ; bir ülkenin endüstriyel gelişimi için çok daha değerli olan başka madenlerimiz de son günlerde yok pahasına elden çıkarılmakta.
2840 Sayılı yasa ile işlemesi, aranması ve işletilmesi devlet elinde olan, geçtiğimiz yıllarda özelleştirilmesi için defalarca hukukun arkasından dolanılan bor ve bor ürünleri Bandırma'da kurulan Bor-karbür tesisleri ile özel sektöre açılmakta. Bor tuzları, uranyum ve toryum madenleri için 6039 sayılı maden kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmişken bu girişim yeni bir hukukun arkasından dolanmadır.
Öte yandan refrakter sektörü için ana hammadde olan manyezit yataklarının da yabancı tekellere devredilme hazırlıkları yapıldığı bilinmektedir.
Bir kez daha tüm yer altı zenginliklerinin kamuya, yani halka ait olduğunu, bırakın yabancılara satışını, özelleştirilmesine bile karşı olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.
Kaz Dağları'na nasıl sahip çıktı isek, tüm yer altı ve yer üstü kaynaklarımız gibi hem ülkemiz hem de meslek alanımız için yaşamsal önemde olan bor madenlerine ve manyezit yataklarına da sahip çıkmak geleceğimiz ve çocuklarımız için son derece önem arz etmektedir. Söz konusu olan bizim ülkemiz, bizim geleceğimizdir.
TMMOB
METALURJÄ° VE MALZEME MÃœHENDÄ°SLERÄ° ODASI
YÖNETİM KURULU