16 Nisan 2020 günü yaptığımız basın açıklamamızda; “Corona pandemisi nedeniyle tüm dünyanın olağanüstü günler yaşadığı açık. Ne var ki yaşam devam ediyor. Ve kapitalizmin o meşhur "krizi fırsata çevirmek" sloganı bu günlerde de geçerli. Egemenler "cambaza bak" yerine "aman salgın var" diyerek olağan koşullarda çok da kolay yapamayacakları bir çok anti demokratik uygulamayı yaşama geçiriyorlar.”
Demiştik.
Süreç aynen böyle devam etti ve ediyor. Salgın öncesi bile “Olağanüstü hali işçi grevlerini engellemek için sürdürüyoruz” diyen egemen anlayış tüm pandemi süreci boyunca “salgını fırsata çevirme”ye devam etti, ediyor.
Ne var ki artık mızrağın çuvala sığmadığı, güneşin balçıkla sıvanamadığı günlerdeyiz.
Salgın kontrolden çıkmış bir vaziyette tüm toplumu tehdit eder hale geldi. Ortaya çıkan tablonun; yetkililerin günlerce doğru beyanda bulunmadıklarını göstermesi de durumun vehametini iyice artırıyor.
Anadolu’nun dört bir yanında sömürge madenciliğine karşı direnen köylülerin üzerine jandarma gönderenler şimdi de sanayi merkezlerinde en doğal sendikal haklarını kullanmak isteyen işçilerin üzerine polisi gönderiyor.
Kocaeli’nde faaliyet gösteren üç fabrikada sendikalı oldukları için ücretsiz izne çıkarılan ya da tazminatsız işten atılan metal işçileri, bugün Ankara’ya yürüyüş başlatmak istedi. Kocaeli Valiliği hemen “salgını bahane edip bir aylık yasak getirdi.
Sadece sendikalı olan 46 işçiyi ücretsiz izne çıkaran ve yasak olmasına rağmen 19 işçiyi sendikaya üye oldukları için işten atıp tazminatlarını bile ödemeyen üç firmanın ikisinin yabancı sermayeli olduğu ve yurtdışına fason çalıştıkları dikkate alındığında Valiliğin yasağının kimlere hizmet ettiği daha açık şekilde görülmektedir.
Uluslararası sermayenin ve yerli işbirlikçilerinin sendikalaştıkları için cezalandırılıp tazminatsız işten attığı ya da ücretsiz izne çıkardığı metal işçilerinin Ankara yürüyüşü sadece yasaklanmakla kalmadı üstüne bir de gözaltına alındılar.
Toprağına sahip çıkan köylülerin üstüne jandarma gönderiliyor,
Konuşan muhalefetin üzerine mafya bozuntuları salınıyor,
Ve ekmek parası için hakkını arayan işçiler polis tarafından gözaltına alınıyor.
Pandemi ve ekonomik kriz koşullarında ülkenin geldiği nokta bu;
Sanmayın ki zulümle abad olunur.
Sendikal mücadelenin demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğinden hareketle;
Meslek alanımızdaki emekçilerin hak mücadelesinin yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB
METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLERİ ODASI