Kadınlar, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin ateşini 8 Mart 1857 yılında yaktı!
8 MART, kadınların, yüzlerce yıldır erkek egemen sömürü sistemi koşullarında maruz kaldıkları ayrımcılığa, şiddete, baskı ve tahakküme karşı verdikleri mücadelelerinin en önemli sembolüdür. ABD'nin New York Eyaleti'nde 8 Mart 1857 tarihinde, 40 bin dokuma işçisi kadının, daha iyi yaşam ve çalışma koşulları için verdikleri mücadele 129 kadın işçinin güvenlik güçlerinin saldırısı sonucunda meydana gelen nedeni belirsiz yangında katledilmesiyle sonuçlanmıştır. Clara Zetkin'in 1910'da 2. Uluslararası Kadın Kongresi'nde yaptığı öneri sonucunda, 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul edilmiştir. Yüzyıllardır kadınların emeğine, bedenine ve kimliğine yönelik saldırı ve şiddet, kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet olgusunun dayattığı roller ve nefret cinayetleri her geçen gün artmıştır.
Bugün, kadınların hem toplumsal yaşamda, hem de çalışma hayatında erkek egemen düzene karşı artan mücadelelerine ve kazanımlarına Dünya’nın her yerinde tanık olmaktayız. Kadınlar, Polonya ve Arjantin’de kürtaj hakkı için mücadele ettiler, yasayı değiştirdiler. Kadın cinayetlerinin korkunç rakamlara ulaştığı Meksika’ da sokak eylemleri yapıyor; İtalya, Fransa, İspanya gibi birçok yerde 8 Mart grevleri örgütlüyorlar.
Türkiye’de ise, kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ev içi iş yükünün kadınların sırtından kaldırılması ve eşit işe eşit ücret sağlanması için mücadele sürerken, yaşam hakkına dönük saldırılara karşı itiraz sesleri de her geçen sene daha da yükseliyor. 2020 yılına damgasını vuran COVİD-19 pandemisi, yapılan bir araştırmaya göre kadınlara yüklenen ev işlerini, çocuk ve yaşlı bakım ihtiyaçlarını 4 kat arttırırmıştır. Diğer yandan, ekonomik krizle bütünleşerek pek çok kadını işsizlik ve yoksullukla sınamaktadır. Çalışma ve toplumsal hayatta giderilmesi gereken eşitsizlikler iktidar tarafından görmezden geliniyor. Kadınlara güvencesiz ve geleceksiz bir yaşam dayatılmaya devam ediyor. Yine bu yılda, ülkemizde kadına yönelik şiddetin yaşamın her alanında yaygınlaştığı bir yıl oldu. Kadınlar en güvende olmaları gereken evlerinde ve iş yerlerinde şiddete maruz kaldılar. Ne yazık ki, şiddet toplumun her hücresinde sürerken 2020 yılı kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaç edinen İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın yeniden kaldırılmak istendiği bir yıl olarak tarihe geçmiştir.
8 MART, dünyanın dört bir yanında sistematik uygulanan emek sömürüsüne, cinsiyet ayrımcılığına ve baskıya karşı kadın hakları için verilen direnişin simgeleştiği bir mücadele günüdür. 8 MART, sistemin kadınları sıkıştırmak istediği ucuz/yedek emek gücü ve kutsanmış anne eksenlerine direnmenin günüdür.
Kadının nihai özgürleşmesi, kadına yönelik şiddetin durması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ancak kadınların yükselen mücadelesinin ve örgütlü bir toplumun ürünü olacaktır. Bu nedenle, Metalurji ve Malzeme Mühendisi kadınlar olarak, aile, eğitim, çalışma yaşamı, sağlık ve istihdam sorunları başta olmak üzere toplumsal yaşamın her alanında ezilen ve sömürülen kadınların bu haklı mücadelesinin ve örgütlülüğünün parçasıyız. Başta kadın üyelerimiz olmak üzere, emeği ve hayatı için direnen kadınları selamlıyor, mücadelemize ve örgütlülüğümüze omuz vermeye davet ediyoruz!
Yaşasın 8 MART!
Söyleyecek Sözümüz, Değiştirecek Gücümüz Var! Eşit ve Özgür Bir Hayatı Hep Birlikte Kuralım!
TMMOB
METALURJÄ° VE MALZEME MÃœHENDÄ°SLERÄ° ODASI
KADIN KOMÄ°SYONU