Yanı başımızda yaklaşık 10 yıldır devam eden Suriye savaşının ardından Afganistan’ı izledik. Şimdi de Ukrayna.
Teknolojik gelişmelerin ulaştığı boyutta yaratılan silahların topyekun yokoluşa neden olma riski yüzünden dünya çapında bir paylaşım savaşından kaçınan emperyalistler; daha çok kar, daha çok sömürü hırsını birbirlerinin nüfuz alanlarını ele geçirme çabası şeklinde ortaya koyuyorlar.
Birleşmiş Milletlerde dünyanın güvenliğini! sağlayacak olan Güvenlik Konseyi'ni oluşturan beş ülkenin (ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya) aynı zamanda dünyada en çok silah satan beş ülke olduğu bir çağda yaşıyor olmanın dayanılmazlığını yeterince hissediyor muyuz?
İnsanlığın yarattığı en ahlaksız sistem olan kapitalizmin dünyayı getirdiği noktada; bizim coğrafyamızı da derinden etkileyen bölgesel savaşların emperyalistlerin pazar kavgasının yanı sıra yarattığı kitlesel göçlerle halkların kimliğini yok etme politikasının da manivelasını oluşturduğunu görüyoruz.
Ama Ukrayna krizi olarak tanımlanan ABD liderliğindeki NATO’nun hegemonya alanını genişletme çabası aslında ABD ile Rusya arasındaki güç mücadelesi. Rus liderliği, Soğuk Savaş'ın bitimiyle Rusya'nın süper güç olma vasfının kaybettirildiğine inanıyor ve dünya sahnesinde yeniden "eşit ağırlıklı süper güç muamelesi" görecek şekilde yer almak istiyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2005 Nisan'ında parlamentoda yaptığı konuşmada Sovyetler Birliği'nin dağılmasının 20. yüzyılın en büyük jeostratejik felaketi olduğunu söylemesi sosyalizme olan aşkını değil emperyal sömürü hırsını göstermektedir.
Ukrayna krizi ile somutlaşan ABD ile Rusya arasındaki güç mücadelesi, bölgesel savaşlar, daha çok silah satışı, daha çok sömürü demektir. Nerede, nasıl ve kim tarafından başlatılırsa başlatılsın Emperyalist sömürü ve işgal savaşları insanlık suçudur.
Sömürünün, ayrımcılığın, ötekileştirmenin olmadığı bir dünyada barış içinde özgür yaşamak istiyoruz.
TMMOB
METALURJÄ° VE MALZEME MÃœHENDÄ°SLERÄ° ODASI