Bilindiği üzere, “Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK)'nun 13.08.2003 tarih ve 2003/49 sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan ve ÖYK' nun 06.04.2005 tarih ve 2005/45 sayılı kararı ile özelleştirme yöntemi belirlenen Eti Alüminyum A.Ş.'de bulunan %100 oranındaki kamu payının "satış" yöntemiyle blok hisse satışı şeklinde özelleştirilme süreci başlamış ve 17.06.2005 tarihinde ihalesi yapılmıştır. Nihaî tekliflerin ve değer tespit sonuçlarının değerlendirilmesi sonucu ihale şartnamesi çerçevesinde satılmasına ilişkin 25.07.2005 tarih ve 2005/84 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemli” açtığımız davada hukuki süreç tamamlanmıştır. Danıştay 13. Dairesinin 27.11.2007 tarih ve 2007/7898 no.lu kararı ile Seydişehir Eti Alüminyumun özelleştirilmesine yönelik işlemler İPTAL EDİLMİŞTİR.
29.05.2006 tarihinde verilen yürütmeyi durdurma kararın üzerinden 34 ay, 27.11.2007 tarihinde verilen esas karar üzerinden 15 ay geçmesine rağmen, AKP Hükümeti ve konunun ilgili kurum yetkilileri YARGI KARARINI UYGULAMAYARAK suç işlemeye devam etmekte ve kamuyu zarara uğratmaktadır.
Hukukun üstünlüğü ilkesinden hareketle, Türkiye’de iç hukuk yolunun son mercisi olan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’na, Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.nin Özelleştirme işlemlerinin iptali hakkında verilmiş YARGI KARARININ UYGULANMASI ve YARGI KARARINI UYGULANMAYANLAR HAKKINDA CEZAİ İŞLEM YAPILMASI için başvurduk.
Son yıllarda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile sınırlı kalmaksızın AKP Hükümeti tarafından yargısal mercilere ve yargı kararlarına, dolayısıyla hukuk devletine olan inancı sarsmak için benzeri görülmemiş bir kararlılık sergilendiği görülmektedir. Yargı kararlarını uygulamayan kamu görevlilerinin bu davranışlarının ağır hizmet kusuru ve suç olduğu hususu mevcut yasalarımızda tanımlanmıştır. Ancak Danıştay tarafından verilen birçok yargı kararının ayaklar altına alınarak, hukuka aykırı bu eylem ve işlemler nedeniyle ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen tazminat kararlarına maruz kalmaktadır.
AKP Hükümeti birçok alanda olduğu gibi bu konuda da “Hukukun Üstünlüğü İlkesini” hiçe saymaya devam etmektedirler. Son zamanlarda yaptığı uygulamalar ile “artık hukukun üstünlüğüne bağlı bir devlet değil, devletin hukuka üstünlüğünü sağlamış, gücünün sınırları belli olmayan keyfi devlet” anlayışını ortaya koymaktadır.
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası olarak; küresel kapitalizmin neolibaral politikalar uygulayarak şirketlerle kâr ortaklığını yapan, kamunun malı olan fabrikalara el koyan bu anlayışa karşı, dün olduğu gibi bugünde mücadelemize devam edeceğimizi ve sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı bildiririz.
Cemalettin KÜÇÜK
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı