Bir haftadır iş kolumuzda Bursa Renault işçilerinin başlattığı ve hızla sektörün önemli firmalarına yayılan direniş gündemde.
Direnişin hikayesini bir Tofaş işçisi; Peki, niye Bosch işçisine böyle bir ‘ekstra’ uygulama var? sorusuna verdiği yanıtta anlatıyor;
“Oraya Birleşik Metal İş Sendikası girdi geçen dönem. Başta iyi de gitti, ama sonra dayakla sopayla karşı karşıya kalınca çabuk pes etti, bıraktı. Bu ücret farkı o yüzden oldu. Türk Metal’in Bosch’ta yeri sağlamlaşsın diye. Ama işte bak bu sefer de böyle oldu…”
“Bu oldu…” derken elini alnına vurarak gülümsüyor: “Vay be ne oldu böyle!” TOFAŞ fabrikası önünde sloganlar atan arkadaşlarını gösteriyor: “Biz çatal kaşığı tabaklara vurarak protesto yapıyorduk. İş bu hale geldi!”
“İşin geldiği hal” dün akşam saatleri itibariyle şöyle:
Renault, Tofaş, Mako, Coşkunöz'de başlayan direniş dalga dalga yayılıyor. Önce Gebze'ye dün de Ankara sıçradı. Türk Traktör de iş bıraktı.
Girişten anlaşılacağı üzere işin başlangıcı ücret farkı. Ama gelinen noktada işçiler;
- Türk Metal gidecek, başka sendika da istemiyoruz, bizi seçtiğimiz arkadaşlarımız temsil edecek,
- Bu eylemler nedeniyle kimse işten atılmayacak,
- Renault işçilerine ne verilirse aynısını istiyoruz diyorlar.
Direniş işçilerin tarihsel sınıf dayanışmasının en güzel örneklerinden biri. Açıkça ifade ettikleri gibi hem patrona hem de sendikaya karşı mücadele ediyorlar. Polisiye yöntemlerle sürdürülen baskılara boyun eğmiyorlar.
İşveren cephesi tedirgin dağınık. Renault merkezin "1 EURO verin işi çözün" e dek gelen sıkıştırmalarına karşın MESS uzlaşmaz tutumunu sürdürüyor. Türk Metal Sendikası artık işçiler arasında yaratılacak provakasyonlardan medet umuyor. DİSK ve Birleşik Metal İş ise sessiz. Sanki onları ilgilendiren bir durum yok.
Ağırlıklı olarak Bursa bölgesinde olan otomotiv ana sanayisinde 50 bin, otomotiv tedarik sanayisinde 250-300 bin çalışan olduğunu biliyoruz. Peri feri işkolları da düşünüldüğünde bir milyonun üzerinde kişi bu alanda istihdam etmektedir.
Otomotiv sektörü 22 milyar dolarla yıllık ihracatın %14 kısmını sağlıyor. Türkiye iç sahasında ise 3. büyük pazardır. Otomotiv sektörü; altını çizmekte bir engel yok, Türk ekonomisinin, özelikle Türk ihracatının motoru konumundadır.
Şimdi bütün bu rakamlardan sonra kim kime muhtaç, güç kimdedir? Ve bu pastadan metalürji işçisine ve mühendisine düşen nedir? İşçilerin bu pastadan payına düşen birçok fabrikadan asgari ücretin yarım parmak üstünde 1.200-1.400 TL, yıllardır çalışıyor olan kalifiye işçiler ise asgari ücretin 1 parmak üzerinde 1.700-2.000 TL aylık rakamlarla çalışıyorlar.
Mühendislerin durumu da pek farklı değil. TMMOB'nin SGK ile yaptığı protokolle yeni mühendisin ücretinin minimum 3000 TL brüt olarak belirlenmiş olmasına rağmen özellikle genç meslektaşlarımız 1500 TL aylık net ücretle çalıştırılıyor.
Mühendisler de bu durumun farkında.
Fabrikalarda başka bir şeyler oluyor. Yıllarca o işçilerle omuz omuza çalışan, birlikte ter döküp ortaklaşa üreten beyaz yakalılar, yani mühendisler, yani meslektaşlarımız da rahatsız. İşçilerin haklı direnişine destek vermek istiyorlar. Ancak örgütsüzler. Sosyal medyadaki paylaşımları dahi takip ediliyor ve tehdit ediliyorlar.
Siyasal iktidarın yıllardan beri sürdürdüğü mühendisliği değersizleştirme ve okumuş işsizler yaratma politikası sonucu iş güvenceleri yok edildi. Mühendislerin toplumsal konumu, sosyal yaşamı giderek daha da kötüleşiyor. Aslında genel olarak bakıldığında hiç de işçilerden daha iyi konumda değiller. Giderek artan mühendis işsizler ordusu çalışan mühendisleri tehdit için kullanılıyor. Meslektaşlarımızın yüzde sekseninin ücretli çalışan olduğu dikkate alındığında mühendislerin kaderinin işçilerle aynı olduğu açıktır.
Direniş bir kez daha gösterdi ki; ücretli çalışan herkes konumu ne olursa olsun işçi statüsündedir. Birlik ve dayanışma içinde olmaksızın en küçük hak arama çabasının dahi başarıya ulaşma sansı yok.
Metalurji dergisinin 168. sayısında –yaklaşık bir yıl önce- yazdığımız yazıda e-sendika yasası doğrultusunda sendikalaşma önündeki en ciddi engelin kalkmış olduğunu, bu durumun mühendislerin ve diğer teknik elemanların da sendikalaşması için de bir fırsat olduğunu belirtmiştik.
Bugün işçilerle birlikte tüm emekçiler olarak birlik ve dayanışma içinde hak arama günüdür.
Direnişteki fabrikalardaki ve sektördeki tüm üyelerimizi ve meslektaşlarımızı bu onurlu mücadeleye destek vermeye, sendika üyesi olarak işçilerle omuz omuza mücadele etmeye davet ediyoruz.
Bu ülke insanı aydınlanıyor, renkleniyor.
Gezi’yle başladık, Yırcalı'da kazandık, Metal sektöründe de kazanacağız.
Sırada özelleştirmeler, nükleer santraller, özgür akan dereler var.
Tek çözüm, ülkesine, insanına, emeğine sahip çıkan vatandaş olabilmekte.
TMMOB
METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU