Basın Açıklamaları
19 Eylül 1979 tarihinde TMMOB tarafından gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin 41. Yılında, TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü nedeniyle, Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.
SALGIN YAYILIYOR, KRİZ DERİNLEŞİYOR, SORUNLARIMIZ BÜYÜYOR.
19 EYLÜL TMMOB MÜHENDİS, MİMAR VE ŞEHİR PLANCILARI DAYANIŞMA GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Türkiye çapında yüz binin üzerinde mühendis, mimar ve şehir plancısının katılımıyla gerçekleştirilen 19 Eylül 1979 İş Bırakma Eylemi’nin 41. yılındayız. Ülkemizin kalkınmasının ve büyümesinin en önemli dinamiklerinden biri olan teknik emeğin birliğinin ve gücünün simgesi olan “19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü” kutlu olsun.
Bugün 12 Eylül... Bir ülkeye, insanlığa yapılabilecek en kötü şeyin DARBE'nin yapıldığı gün...
Tüm düşüncelerin, fikirlerin üzerinden postalların, paletlerin geçtiği gün... Özgürlüklerin bittiği, insanların susturulduğu gün... Kayıpların, faili meçhullerin, işkence görenlerin, hayatlarını kaybedenlerin neden, nerede, ne zaman, kim tarafından sorularına hala cevap verilmediği gün... "12 Eylül ile hesaplaşacağız" diyen hükümet yetkililerinin 12 Eylül nimetlerinden faydalandığı gün... Bugün bu ülkenin 40 yıllık karabasanının başladığı en kara günü...
98 Yıl önce bugün Emperyalist işgale karşı ilk ulusal kurtuluş savaşı kazanıldı.
98 Yıl önce bugün emperyalizmin yerli işbirlikçileri hüsrana uğratıldı.
98 Yıl önce bugün padişahlık heveslileri ve yandaşları tarihin çöplüğüne gömüldü.
Bizler 98 yıldır Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının emperyalizme, yerli işbirlikçilerine ve padişahlık heveslilerine karşı kazandıkları kurtuluş savaşının gururunu ve o zaferi taçlandırdıkları cumhuriyetin özgür bireyleri olmanın onurunu taşıyoruz.
22 Ağustos 2020 tarihinde Giresun ve ilçelerinde yaşanan ve 7 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 9 yurttaşımızın ise hâlâ kayıp olduğu sel felaketiyle ilgili TMMOB Yönetim Kurulu tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.
YAŞANAN SELLER DOĞAL AFET DEĞİLDİR.
ÇARPIK KENTLEŞME ve DOĞA KATLİAMLARI SELLERE NEDEN OLMAKTADIR.
Yapılan bilimsel çalışmalar, ülkemizin de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz Havzasının, iklim değişikliğine karşı en duyarlı alanlar arasında bulunduğunu göstermektedir. İklim Değişikliğinin 2 temel göstergesi Sıcaklık ve Yağıştır. Bölgesel olarak farklılıklar gösterse de küresel ölçekte artması öngörülen sıcaklıkların yanı sıra, yağışlarda da düzensizliklerin yaşanması beklenmektedir.
Pınar Gültekin’i tanımazdınız. Kaybedilip öldürülmese idi de tanımayacaktınız.
Özgecan Aslan gibi, Şule Çet gibi, Emine Bulut gibi…..
"Kötülüğün Sıradanlığı" Hannah Arendt’in İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan büyük insanlık dramının altında muhakeme yeteneğini ve vicdanını kaybetmiş kitlelerin oynadığı insanlık dışı rolü anlattığı eseri.
Arendt, bu kitabı soykırım suçlusu Nazi Adolf Eichmann’ın, İsrail’deki yargılanması sırasındaki gözlemleriyle yazmıştı. Hayatta hiçbir şey olamamış eğitimsizlerin, iyi aile babalarının, vefakar annelerin, tonton teyzelerin, ak sakallı amcaların nasıl olup da kolayca, yükselen otoriter rejimlerin bir parçası haline gelebildiklerini anlatıyor.
15-16 HAZİRAN; Ekmek, gül ve hürriyet günleri
50 Yıl önce bugün ülkenin işçileri “sınıf” bilincini en kitlesel biçimde ülke tarihine “15-16 Haziran direnişi” olarak yazdılar.
Ülkede 12 Mart 1971 faşist darbesine giden yolun yapıtaşları döşeniyordu. 1961 Anayasasını “topluma birkaç gömlek bol geldi” diye tanımlayanlar, yaşamın her alanında hak ve özgürlükleri kısıtlamaya çalışıyordu.
Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi işbirliği ile 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası'nda değişiklik yapan tasarı yasalaştı. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi.
Ülkemiz tarihine bir kez daha not düşüldü 2013 Mayıs-Haziran'ında. Resmi tarih değil, halkların yazdığı tarih; GEZİ.
Bu ülke insanının tek bir yürek olup haykırdığı isyandır GEZİ.
Taksim'de bir ağacı korumak isteyen gencecik çocukların başlattığı ve büyüttüğü, kırmızılı kadını, duran adamı ile, toma karşısında gitar çalan genci ile naif ve temiz.
Anti emperyalist tavrını Starbucks'ın vitrinine "Yaşasın tam bağımsız Kurukahveci Mehmet Efendi" yazarak gösterecek kadar yaşamın içinden,
"Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiye'm" diyen genç kız kadar zeki,
ve dükkanının camına "Direnişe gidiyorum döneceğim" yazan esnaf kadar sakin ve kararlı.
Pandemi ile birlikte daha fazla derinleşen ekonomik kriz karşısında AKP, toplumsal tepkilerin önüne geçmek, gündemi değiştirmek ve muhalefetin sesini kesmek için demokratik kurumların yapılarını tek adam rejimine göre dizayn etmek istemektedir.
Anayasa’nın 135.maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri demokratik özerkliğe sahiptir. TMMOB ve bağlı Odalar da demokratik işleyiş ve katılım mekanizmaları ile üyelerinin kolektif iradesine göre faaliyet yürütmektedir. Mesleğin ve ülkenin çıkarlarını savunurken üyelerine karşı sorumlu olan Odalar, kendi denetim mekanizmaları içinde tüm çalışmalarını sorumluluğunu genel kurulları başta olmak üzere üyelerine şeffaf şekilde yerine getirmektedirler. Bu demokratik işleyiş ortadan kaldırılmakta, Odaların “ilgili Bakanlık” vesayetine alınarak siyasi iktidarın keyfi ve kamu yararına aykırı politikalarının aracı haline gelmesi istenmektedir.