Basın Açıklamaları
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, politik ve toplumsal belirsizlikler ne yazık ki umutlu olmasa bile istikrarlı bir gelecek vaad etmiyor.
Biliyoruz ki Mahkemelerin emir kulu olduğu, kadınların öldürüldüğü, çocukların taciz ve tecavüze uğradığı, doğanın katledildiği, aç insanların kendini yaktığı bir ülkede; azgın fırtınaların ortasında karanlığa gömülmek istenen, dümeni kopmuş bir gemi gibi sallanan bir ülkede geleceğe umut taşıyabilmek için daha çok çalışmamız gerekiyor.
Biz ne zaman "yurtta barış, dünyada barış" şiarından vazgeçtik.
Gencecik çocukların başka topraklarda ne işi var. Ne zamandan beri kendi sınırlarını korumak için başka topraklara asker göndermek gerekiyor?
Bizler bu ülkenin metalurji ve malzeme mühendisleri olarak tarihe not düşmek, mesleğimize ve halkımıza karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için diyoruz ki;
Yıllardır ülkemize ve insanlarımıza dayatılan üretimden kopuk, rant ve talan ekonomisi her türlü yer üstü ve yer altı kaynakların giderek daha çok yabancılara peşkeş çekilmesi noktasına geldi.
Kaz Dağları'nda olup bitenler ülkemizde son yıllarda yaşananların çarpıcı bir özeti gibi idi. Kaz Dağları'nda yaşananlar ülkemiz yer altı zenginliklerinin yabancılar tarafından yağmalanmasının yanı sıra doğanın ne denli tahrip edildiğini de gözler önüne serdi.
Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasına ilişkin 19 Ağustos 2019 tarihinde TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından basın açıklaması yapıldı.
SEÇİLMİŞ BELEDİYE BAŞKANLARININ GÖREVDEN ALINMASI SADECE HALK İRADESİNE DEĞİL, HALKIN DEMOKRASİYE VE SEÇİMLERE OLAN İNANCINA DA DARBE VURMAKTADIR!
Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını kınıyoruz. Belediye başkanları hakkında yürütülen adli-idari soruşturmalar bahane edilerek yapılan bu görevden almaların demokrasiyle ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla bağdaşır hiçbir yanı bulunmamaktadır.
Bir kez daha binlerce ağacı, koskoca bir ekosistemi toplumsal sorumsuzluğa kurban verdik.
Suçlu belli; Hepimiz.
Devlet kademelerini işgal edenler yasaları emperyalist sömürücülerin istedikleri şekilde düzenlerken haberimiz bile olmadı. İlgisiz kaldık.
Patronlar; Çok Uluslu Şirketlerin işbirlikçisi veya taşeronu olmaya razı olup, ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalarken, geleceğimizi karartırlarken sustuk
İktidar partisinin oy kaybettiği 07 Haziran seçimlerinden sonra her yerde canlı bombalar patlamıştı. Ve ardından yapılan 01 Kasım seçimlerinde iktidar koltuğunu korudu. Bu defa 31Mart seçimleri sonrasında muhalefetin büyük kentlerde belediye başkanlıklarını, seçimlerin her türlü adaletsiz ve eşit olmayan koşullarda yapılmasına rağmen kazanmasının ardından bu defa da sivil faşistler sahneye çıktı ve Ankara'nın Çubuk ilçesinde C.H.P. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na saldırdılar.
Taksim Dayanışması çağrısıyla DİSK, KESK, TMMOB ve TTB bileşenleri 11 Mart 2019 tarihinde İstanbul Mimarlar Odası’nda bir basın toplantısı düzenleyerek Gezi Direnişi davasına ilişkin görüşlerini kamuoyu ile paylaştılar.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Başkanı Aysun Gezen, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Taksim Dayanışmasından Mücella Yapıcı ve Akif Burak Atlar toplantıda birer konuşma yaptılar.
Karadeniz’den Marmara Denizine kadar tüm coğrafyayı onarılmaz ve kestirimsiz bir biçimde etkileyecek hasar ve yarılma meydana getirme tehdidi taşıyan İstanbul Kanalı projesine ilişkin TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından 7 Mart 2019 tarihinde İstanbul'da basın toplantısı gerçekleştirildi.
TEKRAR UYARIYORUZ!
İSTANBUL KANALI ÇILGINLIĞINA DERHAL SON VERİLMELİDİR
İstanbul ve Marmara Bölgesi için yüzlerce bilim ve meslek insanı, üniversite, meslek odaları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yılların birikimi ile üretilen sayısız planlama, bilimsel araştırma ve çalışma sonuçları yok sayılıp; bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan “Kanal İstanbul“, tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz 17 Ağustos Marmara Depreminin 19. yılı dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ!
Bundan 19 yıl önce, ülkemiz 1939 büyük Erzincan depreminden sonra 20. Yüzyıldaki en büyük ikinci felaketi yaşamıştı. 1999 yılının 17 Ağustos günü Kocaeli - Gölcük merkezli meydana gelen Marmara Depremi ve ardından 12 Kasım’da yaşanan Düzce Depremi büyük bir yıkıma neden olmuştu. 20 binden fazla vatandaşımız bu depremlerde yaşamını yitirmiş, 50 bine yakın vatandaşımız yaralanmış, yüzbinlerce konut hasar görmüş, bölgenin altyapısı tamamen çökmüş, toplam ekonomik kayıp ise 50 milyar doları aşmıştı. O günden sonra hep birlikte haykırmıştık; “Unutmayacağız, unutturmayacağız!”
TMMOB Yürütme Kurulu, 30 Ocak 2018 tarihinde sabah saatlerinde Türk Tabipleri Birliği'ne yönelik gerçekleştirilen operasyona ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
TTB’NİN YANINDAYIZ
Bugün sabah saatlerinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarımızdan Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonda, TTB’nin 11 Merkez Konsey üyesi gözaltına alınmış, evlerinde, işyerlerinde ve TTB Genel Merkezinde kolluk güçleri tarafından arama yapılmıştır.
TTB’ye yönelik bu sindirme operasyonunun nedeni, bilindiği üzere mesleki toplumsal sorumluluk gereği yaptığı “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” açıklamasıdır.
TMMOB Yürütme Kurulu, Başbakan Yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ'ın TMMOB'yi hedef alan açıklamalarına ilişkin olarak 27 Ocak 2017 tarihinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ, GERÇEKLER KARARTILAMAZ
TMMOB TERÖRE DE SAVAŞ SEVİCİLİĞİNE DE KARŞIDIR
Bilindiği üzere TMMOB Yürütme Kurulu 22 Ocak’ta Afrin operasyonuyla ilgili “Ülkede, Bölgede, Dünyada Barış. İhtiyacımız Budur!” başlıklı bir açıklama yapmıştır. Açıklamamızda; ülkemizin, ABD ile Rusya arasındaki etkinlik mücadelesinin tehlikeli tuzaklarından uzak durması gerektiği; Afrin harekâtını destekleyen ana muhalefet partisinin bile şiddetli bir şekilde eleştirilmesinin, yıllardır ülkemiz içinde oluşturulmaya çalışılan kutuplaştırıcı politikanın sürdüğünü gösterdiği belirtilmiş ve Türkiye’nin savaşın değil, barışın parçası olması gerektiğini dile getirilmiştir.